3 Mayıs 1944 Türkçülük’ün Diriliş Günüdür
Hamd olsun Türk’üz, Türkçü’yüz, Turancıyız… Gün gelip Türklüğün manevi ufuk çizgisinde hilal olup parlayan, kutlu davamızın umudu olup haysiyetle çağlayan dava büyüklerimi hürmetle anıyorum. Merhum Başbuğumuz başta olmak üzere, 3 Mayıs 1944’ün kahramanlarına Allah’tan rahmet diliyorum.
Milliyetçiler gününün yıldönümünü kutluyoruz. 3 Mayıs 1944 milli şuurun uyanışı, milli direncin şahlanışı için bir milattır.
Merhum Başbuğ Alpaslan Türkeş’in deyimi ile, “3 Mayıs, Türk Milliyetçilerinin, Türk milletinin varlık davası için çektikleri istırabın, elemin, göz yaşının ifadesidir.” Türkiye sevdalılarının Türk Milletini var etme yüceltme ve yükseltme davası için ödedikleri bedelin, göze aldıklarının ve alacaklarının haykırışıdır.
Başta Başbuğumuz Alpaslan Türkeş, Nahil Atsız, Orhan Şah Gökyay, Necdet Samcar, Fethi Tevvatoğlu, Zeki Velidi Togan, Muzaffer Eriş, İsmet Tümtürk ve rahmeti rahmana kavuşmuş olan Türkçülüğünün aziz önderlerini ramet ve minnetle anıyoruz. Hayatta olan büyüklerimize saygı ve şükranlarımızı sunuyor, Türk dünyasının Türkcülük günü kutlu olsun.
Üç Mayıs Türk Milliyetçiliği ülküsünü en sert haykıran Nihat Atsız’ın önderliğinde başlatılan kutlu savaşın zafer naralarında Türk’ün makus tarihinin değiştiği gündür.
Bu bakımdan Türkçülük bilincinin uyanmasına vesile Üç Mayıs 1944 tarihinin Türk milletinin ve Türk milliyetçilerinin tarhinde özel yeri vardır.
Üç Mayıs, her şeye rağmen kırılmayan azmin, sönmeyen ülkü ateşinin, hedefinden şaşmayan zeka ve iradenin, gevşemeden beklemesini bilen sabır ve sebatın bayramıdır.
Gönül birliğinden kendine doğmuş Üç Mayıs Türk Milliyetçelerinin bu bayramı, Türk yaşadıkça devam edecektir. Türk milliyetçilerinin bugünkü geldiği nokta neredeyse bir asırlık verilen mücadelenin bir zaferidir.
Bu hareket yeri geldiğinde bir Atsız olmuştur. Cesaret sınırlrında, millet aşkı ummanlarında, tarih ruhunda ve azmin doruklarında.
Kah Alpaslan Türkeş’le Üsteğmen, Hasan Ferit Cansver’le yüzbaşı…
Kah Necdet Sancar’la öğretmen, Muzaffer Eriş’le öğrenci…
Kah Zeki Velidi Tolgan’la tarihçi, Reha Oğuz Türkkan’la hukukçu olmuş…
10 bin yiğitle, Ulus meydanında çelik bir yumruğa, sarsılmaz bir sese dönüşmüştür. Dövülsede kaşı-gözü yarılsa kemikleri kırılsada vazgeçmemiş, yıkılmamıştır. Üç Mayıs olmuştur. Dalga dalga bir iman akını, baskı ve iftiralara karşı birlik, hem elem hem sevinç hem gözyaşı hem coşku.
Türk milliyetçileri hiçbir yoldan geri dönmemişlerdir. Ülkü devleri ufkun genişliğinde verdikleri mücadeleden şartların en ağır yönünü yaşasalar bile zafer her daim bizlerin olmuştur. Şu fani dünyada tek bir Cenab-ı Allah’a karşı sorumluluğumuz var. Halk bizi bildikten sonra, mahluk bilmemiş ne önemi var.
Biz kırk çerisi ile birlikte Çin sarayını bazıp Türk budununu asimile olmaktan kurtaran şartlar şadı Kürşatız!…
Biz bu günlerde birilerinin onurlu üyelik için can attığı Avrupa’yı ayakları altında çiğneyen, Papayı önünde diz çöktüren hanlar hanı Atillayız!…
Biz ok yağmuru kılıç darbeleri altında üç hilalli bayrağı İstanbul’un surlarına dikmeye çalışan Ulubatlı Hasanız!…
Biz ihanete uğrayıp Viyana’da yenilince sorumluluk benimdir diyerek kellesini kestirip dersaadete gönderen Merzifon’lu Kara Mustafa Paşayız!…
Biz Allah Allah nidaları eşliğinde kelle koltuğunda üç gün savaşıp Bağdat’ın kapısını açan Genç Osmanız!…
Biz Katerina’yı çıldırtan, Petro’yu deli eden Şeyh Şamiliz!…
Biz bir avuç askeriyle kanije’yi müdafaa eden Tiryaki Hasan paşayız.
Biz her şeyin bittiği zannedilen mütareke döneminde Serv parçasını yırtarak Anadolu’ya çıkan Milli mücadeleyi ateşleyen Gazi Mustafa Kemal’iz!…
Biz beş parmak dağlarına, kanlarıyla Kıbrıs Türktür Türk kalacaktır diye yazan Ahmet’iz, Mehmet’iz!…
Biz Sovyet Emperyalizimine karşı sivil direnişi örgütleyen Başbuğ Alpaslan Türkeş’iz!…
Biz kominizime, faşizime, siyonizimine, kapitalizme ve her türlü emperyalizime karşı mücadele için yemin edip, hayatların baharında bir gül bahçesine geçersecesine kara toprağın bağrına giren Yusuf İmamamoğlu’yuz, Dursun Önkuzu’yuz, Süleyman Özmen’iz, Ruhi Kılıçkıran’ız!…
Biz ülküleri uğruna güle oynaya dar ağacına giden Mustafa Pehlivanoğlu’yuz!…
Biz Hüsyein Nihal Atsız’ız!…
Biz Necip Fazıl Kısakürek’iz!…
Biz Osman Yüksel Serdengeçti’yiz!…
Biz Türklüğün batıdaki son kalesi olan Türkiye Cumhuriyetinin de Ne Mutlu Türk Olana diyenlerin idaresine sokmaya ant içmiş yeniden Kuva-i Milliye direnişçileriyiz!…
Biz Türk’üz, soyunda-sopunda, kanında bozukluk olmayan Türk oğlu Türk’üz!…
Zakir Tercan
MHP Edirne İl Başkanı
-
BASIN AÇIKLAMASI
-
KIRŞEHİR’DE 11 KASIM MİLLİ AĞAÇLANDIRMA GÜNÜNDE FİDANLAR TOPRAKLA BULUŞTURULDU
-
KIRŞEHİRDE İL VE İLCELER YİNE HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ YİNE ATASINI ANDILAR
-
MUCUR YABANLI AŞİRETİNDEN YUSUF ERKANLI SEVENLERİNİ ÜZDÜ
-
NECMETTİN ERKÂN ULAŞTIRMA BAKANI ABDÜLKADİR URALOĞLUNU ZİYARET ETTİ
-
TUSAŞ AİLESİ OLARAK TARİFSİZ BİR ÜZÜNTÜ İÇİNDEYİZ