Biz bu şehrin mütevazi çocuklarıyız. Biz bu şehrin yalın ayaklı, yalın tıraşlı, yalın yürekli, sarkık bıyıklı çocuklarıyız. Ne Amerika! Ne Rus! Ne Çin! Biz Oğuz’un çocuklarıyız.
Kraldan çok kralcı olan, alkışlar ile avuçları patlayan elbet bilmez bizim çocukların destanını.
Biz bu şehrin karşılık beklemeden tırnakları ile mücadele eden çocuklarıyız. Bilmez bizi deri koltuğuna aşık olan müptezeller. Bilmez bizi Başbuğu ve Lideri bilmeyenler. Bilmez bizi Başbuğ ve Lidere ihanet edenler. Aslında herkesten çok onlar bilir bizi. Ama ne vakit sıkışırlarsa o vakit çalınır kapımız.
Ertuğrul SUBAŞI
Biz bu şehrin mütevazi çocuklarıyız. Biz bu şehrin yalın ayaklı, yalın tıraşlı, yalın yürekli, sarkık bıyıklı çocuklarıyız. Ne Amerika! Ne Rus! Ne Çin! Biz Oğuz’un çocuklarıyız.
Kraldan çok kralcı olan, alkışlar ile avuçları patlayan elbet bilmez bizim çocukların destanını.
Biz bu şehrin karşılık beklemeden tırnakları ile mücadele eden çocuklarıyız. Bilmez bizi deri koltuğuna aşık olan müptezeller. Bilmez bizi Başbuğu ve Lideri bilmeyenler. Bilmez bizi Başbuğ ve Lidere ihanet edenler. Aslında herkesten çok onlar bilir bizi. Ama ne vakit sıkışırlarsa o vakit çalınır kapımız.
Ertuğrul SUBAŞI