HELÂL KAZANÇ UĞRUNDA ÇALIŞMAK

Tâbiîn’den Aʻmeş (r.a.), Ebu’l-Muhârik (r.a.)’den şöyle rivâyet etti: “Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ashâbı ile birlikte otururken yanlarından bir genç geçti. Ebûbekir ve Ömer (r.anhümâ) dediler ki:

“Ah şu yiğit, gençliğini ve kuvvetini Allah yolunda sarf etse idi mükâfâtı çok büyük olurdu.”

Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Eğer bu yiğit; yaşlı anasını, babasını veya çocuklarını insanlara muhtaç etmemek için çalışıyorsa yahut kendisi insanlara muhtaç olmamak için çalışıyorsa, Allah yolundadır. Eğer gösteriş ve şöhret için çalışıyorsa şeytanın yolundadır.”

Hikmet ehli bir zâta sordular:

“Kazançların en hayırlısı nedir?” Şöyle cevap verdi:

“Dünya kazançlarının en hayırlısı insanlara muhtaç olmamak için helâl kazanç uğrunda çalışmak, o kazançtan ibadet için yeterli olacak miktarı alıp fazlasını, Allah yolunda harcayarak kıyamet günü için hazırlık yapmaktır. Âhiret kazançlarının en hayırlısı, kendisiyle sâlih amel işlenen ilimleri öğrenmek ve onu yaymak, sâlih ameller işleyip ileriye göndermek ve hayırlı bir yol açıp onu devam ettirmektir.”

“Kazançların en kötüsü nedir?” diye sual edilince şöyle cevap verdi:

“Dünya kazançlarının en kötüsü haram mal biriktirip, onu isyanda harcamak ve o malı Allâh’a âsi olan varislerine bırakmaktır. Âhiret kazançlarının en şerlisi ise sırf kuru hasetten dolayı hakkı inkâr etmek, günahlarda ısrar edip âhirete kötü ameller göndermek ve şerli (kötü) bir yol açıp onu devam ettirmektir.”