En büyük sorunlarımızdan biri pireyi deve etmek olsa gerek. İnsanların karşılarına dev aynasını kendi ellerimizle veriyoruz bazen. Al kendini koca koca gör diyoruz. Kocaldıklarını göstermiyoruz da sadece egoist taraflarını okşuyoruz. Bu da kibir dağının zirvesinde ki küçüklerin kendilerini bulunmaz Hint kumaşı sanmasına vesile oluyor. Gerek yok ki bunlara ; İnsanoğlu bekler ki dalkavuklar çoğalsın methiyeler çoğalsın. Hiçbiri de kalkıp demez ki ‘Estağfurullah’ niye desin ki zaten. Bir kazmaya sap olamayanları siz diyarlara sultan yapıyorsunuz. Bataklığın içinde, lağım kuyularının içinde çırpınanlar kendilerini denizde sanıyor. O düşünceyi aşılayan kim peki? Ne acıdır ki bunu yapan ; okumak ve araştırmaktan aciz olanlar. ‘Neme lazım efendim’ büyükler daha iyi bilir der ve kenara çekilirler. İnsanları bilmiyorsanız bari bırakın bilenler gereğini yapsın sizlere de anlatsın.
İstanbul’un söz konusu olduğu bir seçim var. Hakikat de sadece İstanbul değil Türkiye’yi tamamen ilgilendiren bir seçim var. Sebebi şudur ki bölücü faaliyetler güden ve gidecek olanların pusuya yatmış bekliyor olması. Kandil sözcüleri bas bas bağırıyor ‘İstanbul CHP’nin olmalı’. Ardından diğeri ekliyor ‘ Demirtaş’ın çizgisini beğeniyorum’ alenen bir kol kola yürüyüş var ama ne acıdır ki sadece ‘Milliyetçi Ülkücü Harekete düşmanlık yapılıyor ‘ tek dertleri Bize karşı hareket etmek. Biz siyah desek onlar beyaz diyecek kadar alçak ve kirli siyasetin ardındalar. İmamoğlu büyütüldü arşa çıktı. O arşa çıktı lakin Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Milletine düşmanlık edenlerle olan birliktelik de Ayyuka çıktı. Yücelttiler CHP’yi İYİ partiye geçenler. Yücelttiler CHP’yi Milliyetçi Ülkücü Harekete ihanet edenler. Ortalıkta bas bas bağıran ‘Ülkücülere CHP zulmetti. Tabutluklarda işkence etti. Komünistler çok gencimizi şehit etti’ sonra noldu bunu söyleyenler kısacası ‘satıldıklarını’ ilan edenler CHP kucağına oturdu. Arsızlar her daim ardan bahseder olur. Ne yazıktır ki bu hayasız suratların yüzlerine gülenler mevcuttur. Kirli siyaset yapmak için her türlü çarkıfelek oyunları mübah kılıyorlar. Ne siyasal İslam’a, Ne Siyasal Milliyetçiliğe, Ne de Siyasal Atatürkçülüğe Ülkücü Hareket geçit vermeyecektir.
Ne kadar acı verici bir olay. Sen Solcuların ellerinde kanı olan Ülkücülere rahmet dile. Ama ardından İstanbul için CHP şart diyerek bağır meydanlarda. Bu nasıl bir düşüştür. Çok beklenti içinde olmamak lazım aslında Ahde Vefasızlık namussuzluktur demiştir Ali Metin TOKDEMİR başkanımız. İşte o vefasızlığın namussuzluğu beden buldu kimilerinde. Yeterki MHP ye muhalif olalım da ne olursa olsun denildi.
Oysa idrak edilmedi MHP. Cumhur ittifakı demek partiler üstü bir birliktelik demektir. Cumhur ittifakı demek siyaset üstü bir aklın hareketi demektir. Bu aklın sahibi Türk Milletidir. Bu aklın sahibi Türkmen Beyi Devlet Beyimizdir. Cumhur İttifakı bir koltuk kapmaca değil veya bir masa başı kameralara gösteri hiç değil. Yanlışa yanlış! Doğruya doğru demektir. Binali Yıldırım bir yanlış yaptı ‘Lazistan ve Kürdistan ‘ kelamların etti. Cumhur ittifakı düşmanları da bizim tasdik edeceğimizi zannetti. Nerden bilecekler ki Cumhurun ruhunu. Ardından Milliyetçi Ülkücü Hareketin kadroları, keskin kalemleri ve Kıymetli Liderimiz Devlet bey bu duruma gerekli tepkiyi gösterdi. İttifak demek birlik demektir lakin Hak birliği demektir denildi. Sosyalistler başladı gevelemeye Devlet beyin açıklamasını görünce renkler değişmeye başladı.
İşte bu çıkış Cumhur İttifakının tam olarak ruhunu anlatıyor. Yanlışları söylemek ve doğruları sonuna kadar desteklemek. Sol evvelinden beri alışkındır Marksist havuzundan barınmaya. Çünkü özü o dur zaten. Sosyalizm ve Marksizm çeşmelerine dayadılar ağızlarını kana kana irin içiyorlar. Farkında değil misiniz ? İstanbul sanki yeni bir fethin içinde. Yine karşımızda Haçlılar, yine karşımızda Allah Vatan Millet düşmanları. Kimdir bunlar ; CHP ye destek veren Marksizm ve Leninizm kırıntıları olan terör örgütleri. Başı HDP tutuyor akabinde Kandil,TKP ve diğer komünist örgütler tamamlıyor. Ama gözler nedense bunu görmek istemiyor. Çünkü işin ucunda Milliyetçi Ülkücü Hareket bulunuyor. Tek gayeleri Ülkücü duruşun karşısında Terör örgütünün talimatları ile olmaktır. Bu süre zarfı içerisinde AKP medyası da topyekun bir yenilenme içerisinde olmalıdır. Gaye sadece bir seçim kazanmak değil. Gaye Ayasofya ruhunun düşmanlarına gerekli dersi vermektir. Bu inanç ve ruh ile inşallah İstanbul Ehline emanet edilecektir.
Allah Türk Milletini bölücü, hain ve fitne güruhlarından muhafaza eylesin.
ERTUĞRUL SUBAŞI