HEDEF ORMANLAR DEĞİL MİLLİ BİRLİĞİMİZDİR
Türkiye tarihinin en büyük orman yangınlarıyla kuşatılmış durumdadır.
Günlerdir sürmekte olan yangınlar ülkemizi güney, güney-batı sahillerinden başlayarak tam anlamında muhasaraya almaktadır.
Adana’da başlayan yangın felaketinin tam anlamıyla ardışık dizilişle Mersin, Antalya ve Muğla’nın sahilleri ve daha zayıf olarak Isparta, Manisa ve Aydın’ın denizden uzak bölgelerinde ortaya çıkmış olması dikkate şayandır.
Günlerdir süren yangınlarda binlerce hektar zengin orman varlığımız, köyler, ilçe merkezlerindeki evler, barınaklar seralar dahil canlı, cansız varlıklarımız büyük hasara uğramıştır.
Tüm bu kayıplardan daha önemlisi maalesef sekiz vatandaşımız da yangınlarda hayatını kaybetmiştir.
Yangınların yarattığı hasar tablosu ne yazık ki bundan da ibaret değildir.
Yangınların neredeyse tamamına yakın kısmı ülkemizin en büyük ihracat gelirlerinden birini sağlayan turistik bölgelerimizde cereyan etmiş ve halen sürmektedir.
Bu durumun söz konusu turizm gelirlerimizde kayıplara neden olabileceği de gözden uzak tutulmamalıdır.
Yangınla yok olmuş ormanlarımızın yerine anayasamızın amir hükmü gereği yenileri en kısa sürede tesis edilecektir.
Ancak unutulmamalıdır ki insan eliyle oluşturulan ormanlar genellikle çeyrek asırda görülebilir hale gelmekte, gerçek anlamda bir orman ise bir asırda oluşmaktdır.
Yukarıda özetlediğim çoğu maddi öneme sahip bilançonun dışında diğer bir yangın da “milli birliğimiz” üzerindedir.
Maalesef birincisinden daha büyük zararlar veren bu yangın milletimizin içinde derin uçurumlar açma eğilimindedir.
Yangınların ilk başladığı saatlerde ormanlarımızın AVM, Otel yapmak için hükümet eliyle yakıldığı iddiaları sosyal medya araçları kullanılarak kulaklara üflenmiş, gözlere sokulmuştur.
Kuvvetli rüzgarların etkisiyle yangınların söndürülemeyerek büyümesi noktasında ise çeşitli gerekçelerle hükümetin beceriksizliği hatta ihanet iddiaları daha ileriye götürülerek aynı çevrelerce ortama boca edilmiştir.
Her an yepyeni iddialar çoğu yurt dışı menşeli, bir kısmı da profesyonel reklam şirketlerince organize edilmiş “Global Call” ve “Help Turkey” başlığı altında ülke yönetimi dışında oluşturulan sahte uluslararası yardım kampanyaları devreye sokulmuştur.
Yukarıda sıralanan iddialar doğal olarak halkımız arasında genellikle de Erdoğan’a muhalif vatandaşlarımızca büyük kabul görmüş ve kampanyalara destek olunmuştur.
Milletimizin büyük çoğunluğu ise o çok bilinen milli sağduyu sayesinde bu iddialara ve kampanyalara itibar etmemiştir.
Şükürler olsun ki Türk Milleti olayları büyük bir üzüntü ve kaygıyla ama devletine olan güvenle takip etmeyi tercih etmektedir.
Bu yazıyı kağıda döktüğüm şu sıralar Temmuz ayı ihracat istatistikleri yayınlandı.
Buna göre temmuz ihracatımız yüzde on artışla 16 Milyar 413 Milyon dolar, temmuz itibariyle 12 aylık 201Milyar 500 milyon dolara ulaşarak rekor kırmıştır.
Bu başarı Pandemi ve onun neden olduğu ağır ekonomik tablo ve adı konmamış uluslararası ambargolara rağmen elde edilmiştir.
Başka bir deyişle Türkiye 1980 yılında başlayan 2000li yılların başında ortaya konan kabuk değiştirme ve dünyaya entegrasyonu büyük oranda tamamlamış, ülkelerarası devler ligine adını büyük olarak yazdırmayı başarmıştır.
Bu tablo tükenen batmış bir ülke tablosu değildir.
Bu tablo Türk sanayicileri başta olmak üzere insanımızın yarattığı gerçek bir başarı hikayesidir.
Elbette ülkemizin birçok alanda hala çözüm bekleyen sorunları vardır ve süratle çözülmelidir.
Ancak gelinen nokta hiç de küçümsenmeyecek aksine gurur duyulacak bir tablodur.
Milletimiz devletine inanıyor ve geleceğe güvenle bakmaya devam ediyor.
Fikir ayrılıklarımıza rağmen Milli Birliğimizi muhafaza ettiğimiz sürece bizi aydınlık yarınlar beklemektedir.
AHMET ORHAN
Bu haber 401 kez okundu.-
BASIN AÇIKLAMASI
-
KIRŞEHİR’DE 11 KASIM MİLLİ AĞAÇLANDIRMA GÜNÜNDE FİDANLAR TOPRAKLA BULUŞTURULDU
-
KIRŞEHİRDE İL VE İLCELER YİNE HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ YİNE ATASINI ANDILAR
-
MUCUR YABANLI AŞİRETİNDEN YUSUF ERKANLI SEVENLERİNİ ÜZDÜ
-
NECMETTİN ERKÂN ULAŞTIRMA BAKANI ABDÜLKADİR URALOĞLUNU ZİYARET ETTİ
-
TUSAŞ AİLESİ OLARAK TARİFSİZ BİR ÜZÜNTÜ İÇİNDEYİZ